Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hisarörü Körfezi - Devam

Resim
4. Gün Selimiye Ertesi gün öğleden sonra, tekne ekibinden iki kişinin ayrılacağı Selimiye iskelesine yanaştık. Selimiye, küçük bir sahil köyü. Pırıl pırıl bir denizi var. İşletmelerin önemli bir kısmı, varı yoğu İstanbul'da bırakıp buraya yerleşen elit insanlar. Yolcularımızı gönderdikten sonra Mehmet Kaptan'ın kolejden arkadaşım dediği, karı koca bir çiftin işlettiği şirin bir kafede biraz soluklandık. Civardaki evlerin dış cepheleri özenli, bazıları resimlerle süslü, bazıları çiçeklerle bezeli. Selimiye'den ayrılıp yakınlardaki bir koya gecelemek üzere vardık. O koyun adı yoktu. Sonradan telefonuma koyduğum GPS bookmark'larına da baktım, gerçcekten adsız bir koy. Fakat koyun güzel bir tarafı vardı ki, bir sonraki gün ana yelken de dahil, şöyle gün boyu güzel bir yelken yapma kararı aldık. Bu arada geceleri dolunayı bahane ederek, aslında hava o kadar da müsait olmamasına rağmen, denize atlayıp atlayıp duruyoruz ve Allah sonumuzu hayretsin deyip geçiştiriyoruz. Andy&#

Hisarönü Körfezi

Resim
Bu yılın Eylül seferini, geçen yıl kendi kiraladığımız teknede canlarını çıkardığımız, sözde hiç bir şeye ellerini sürmeyecekken, kendilerini zincir çekme, kayalık iteleme gibi bilumum miçoluk külfetine bulaşmış bulan Berna ve Gökhan arkadaşlarımızın isteği doğrultusunda planlayalım dedik ve kaptanıyla, miçosuyla adam gibi bir gulet aramaya başladık. Tekne aramaya başladığımızda Bernanın Palamut Bükü'nden bir arkadaşı vasıtasıyla Anitta ve ekibiyle tanıştık. Anitta, film yıldızı bir tekne. 19.2 metre boyunda çok şık tasarımlı bir ahşap yelkenli. Zülfü Livaneli'nin yönetmenliğini yaptığı 'Mutluluk' adlı filmde kullanılmış. Tekneye ilk bindiğimizde Özgü Namal'ın kaldığı kamara için yazı tura attık mesela, ama maalesef bana çıkmadı :) Şaka şaka, yok öyle bir şey. Herneyse filmde gögür gürmez aşık olduğum bir teknede olacaktık ki, tatilin en keyifli kısmı o olacağa benzerdi. Planımız tekneye Turgutreis'ten binmek, Knidos burnundan Hisarönü körfezine inip, tekrar ger

Acemi Kaptan'ın Gökova Seferi

Resim
Aylar öncesinden hazırlıklarına başladığımız Gökova körfezi tatilimizi geçtiğimiz hafta tamamladık. Bu tatilin çok önemli bir özelliği vardı: teknede sadece eşim ve ben olacaktık, kaptansız ilk seyahatimizdi. Cumartesi sabah erken bir uçakla Bordum'a vardığımızda hava çok sakindi. Ne olduysa biz tam tekneyi aldıktan sonra oluverdi. Hava tahminlerinde belirtildiği gibi 'fırtınamsı rüzgar' başladı. Biz de o gün çıkmamaya, ertesi sabah çok erken saatlerin dinginliğinden faydalanarak kaçmaya karar verdik. Saati 5'e kurup yattığımızda marina'daki tüm tekneler sert rüzgarın etkisiyle bir sağa bir sola sallanmaktaydı ki, yatarken eşime 'sabaha bu rüzgarın duracağını sanmam, galiba uzunca bir Bordum marina tatili bizi bekliyor' dediğimi hatırlıyorum. 'Olmadı günübirlik tekne turlarına gideriz canım' deyip gülüşüyoruz. Sabah ne olduysa oldu, 5'te alarm çaldığında rüzgar sanki çıkmamıza zaman tanırcasına kesildi. Apart topar kendimizi marina'dan dışarı

Mordoğan ve Karaburun

Resim
Geçen yıl gelip de tadına doyamadığımız Mordoğan'da balık tatilini bu yıl aynı tarihlerde, 19 Mayıs'ta tekrarladık. Ekibimiz, otelimiz, hatta kaldığımız odalar dahi aynı idi. Cem Kaptan'ın, artık kabininde tuvalet bulunan revizyonlu Han&Han isimli teknesiyle üç yarım gün balığa çıkıp, geçen yılkı gibi sülünezlerle balık tuttuk. Sülünez, balık yemi olarak kullanılan, orta parmak büyüklüğünde ve şeklinde, iki sert kabuk arasına şıkışmış, dokununca kasılarak kendini sımsıkı kapatan yumuşak dokulu bir hayvan. Canlı yem adı altında alınıyor ve balığa öyle çıkılıyor. Sülünezleri açmak için önce iki kabuk arasında bıcak ile bir çizgi çekilerek işe başlanıyor, sonra bir kabuk ayrılıp, diğerinin içersindeki yumuşak dokuyu çıkarmak gerekiyor. Sonra da bu dokuyu kuşbaşı usulü doğrayıp iğnelere takmak. Fotoğraflar sabah balığa çıkmadan önce. Bulutlu bir hava ve yapay ışığın doğalla birleşmeye başladığı, sabahın en sevdiğim lacivert-kızıl saatleri. Geçen yılkı balıklardan farklı ola

Gökova Hazırlıkları

Resim
13 Haziran 2009 Cumartesi saat 14:00 gibi Bordum Milta Marina'dan Gökova'ya doğru bir tekne yola çıkacak. Tekne Akbük'e, Sedir Adası'na, Karacasöğüt'e, İngiliz Limanı'na, Okluk Koyu'na uğrayacak ve 19 Haziran Cuma günü Bodrum'a geri dönecek. Teknede 37 yaşında bir adam ile, usturmaça bağlamada zorlansa da :) artık çok hassas dümen tutabilen eşi olacak. Tekne Nisan ayında kiralandı. Seyir planı çıkarıldı. Pilot book'dan tüm koylar okundu, tehlikeli bölgeler ve koy koordinatları cep telefonundaki GPS'e kaydedildi. Tekne'deki yeme içme ve demirleme durumuna göre alınacak malzemeler bile belirlendi. .... Üç tekne seyahatidir, planlar, çizimler, detaylar hazırlar dururum, henüz birine tam tamına uyabildiğimiz olmadı. Fakat her plan çuvallamasında yeni birşeyler öğreniyorum, orası gerçek. Örneğin ilk Gökova seyahatinde harita üzerine dümdüz bir çizgi çekip, mesafeyi 5 mile bölüp, 'hmm ben burayı 2 saate alırım' dememek gerektiğini öğrenmişt